21 MAYIS 1970


MEVLÂNA’yım ben!

Yalandan yumak saran
Yumağını mümin kuldan saklar
Doğru yoldan gidenin
Saklayacak nesi var?
Doğru yol, baştan sona açık
Olumun, yumağını doğruya sarar
Eğri yola gidene gönül yanar

Sana yapılana
Olmasın üzüntün
Kulun yanılışına olsun
Senin kazandığını
Kaybetti o kul
O kaybetmeseydi
Sen kazanmazdın
Aferin, üzüntün yerini buldu
Dünyanın yoluna değil
Ahiretin yoluna bakasın
Çıranı karanlık için yakasın
Derdini Allah’ına açasın
Çıra ne ile yanar?
Gönüldeki ateşle
Sende gördüm yolumu
Sende buldum kulunu
Senden bilen kulun
Yanılıp dönen kulun
Allah'ım dedim duacı oldum
Kazandığımız kulun altın gönlü
Beni sevindirdi

OMAR der ki;
Yolcu, hancıdan yer
Yumuşak şilte dilerse
Hancı yolcuya
Sert şilte verirse
Yolcu değil
Hancı zararlı çıkar
Çünkü Allah’ım onu
Başka yönden sıkar

Senin için değil
Kulun adaletsizliği için
Kulu için kuluna değil
Hak yolundan çıktığı için
Allah’ım bilmeyeni uyandırsın
Sevgi yoluyla yapsa
Gönüle hitap etse
Muvaffak olur
Su murat, söz niyet.

Kul yakın olmazsa
Verilen telkin tesirini kaybeder
Dalganın tesiri
Ne kadar uzak olursa
O kadar tesiri az olur
Yaklaştıkça tesiri de kuvvetlenir
Benim elimde değil
Senin gönlündedir
Yürekten dilemekle beraber
Dilemeye layık mertebede olmak gerekir
Yaklaşmak senin elinde
Bebeği düşün,
Tay tay der anne bekler
Gayreti bebek yapar
Ben de öyle
Gönülü açarım
Gel bana gel derim
Düşmesin diye hazır dururum

YUNUS oldum yürüdüm
Yeşil çula büründüm
Yeşil renge mest oldum
Allah’ıma aşkımdan hasta oldum
Ateş ateş yandım
Suyumu içtim kandım
Soğuk suya dalsam
Mümin kul olsam dedim
Gönül münasip olunca
Soğuk suya dalınca
Ateş söner mi?
Masmavi gökyüzü
Tertemiz gül yüzü
Pir’imin el izi
Münasip dildedir
Elime alsam tespih
Yolundan gelmez hata
Yol mu yolun yardımcısı?
Kul mu kulun yardımcısı?
Kimse kimseye değil
Allah’ım cümleye
YUNUS, ÖMMER’in yardımcısı
ÖMMER, Pir’imin yardımcısı
Hepimiz Allah’ımın yolunun hizmetinde

Arının yuvası
Kuluna bankası
Balını yatırır
OMAR der ki;
Allah’ımın kurduğu nizama vurgunum



Cümle yaratılmışlar insana çalışır
Eğer öyle olmasa
Balına iğnesindeki zehirden katardı
Kulun kanına atardı

Mevlâna’yım ben!..

Selamladı gitti
Sözü gecede yetti

Gelmişi düşünmek
Geçmişi atmaktan zordur
Geleceği düşünmek
Kul için boştur
Düşünme desem
Belki yanlıştır
Ne var ki,
Gücünün yettiğinden çok düşünürsen
Vaktini boşa harcarsın
Gücün düşünmeye yetmezse
Allah’ına havale et
Senin kaybettiğin
O'nda saklıdır

Gittim geldim
Yaptığın kuşu gördüm
Almışsın yolcuyu
Yumuşak olan yolu
Dumanı dağıttık
Olmuşu arkaya attık
Yeni güne sevinçle baktık
Yolun kuşu,
Kuşun sesini gösterir
Yuvayı şenlendirir
Suyun rengi var mı
Gönlün dengi var mı?

YUNUS’um, geldim
Yuva’da anıldım
Ben Yuva’ya geldim
Günümüz hoş geçti,
Dualar edildi
Allah’ım denildi
YUNUS anıldı
Günümden söz edildi
Günüm yolumu açtı
Olay münasip oldu
Yerimin doğrusu bulundu
Doğru söze ne deyim?
Bulunmasa unutulur muydum?
Yaratılanın değil
Anılanın değeri vardır
Yönümüz Allah’ıma
Yolumuz Allah’ıma
O günkü değerinde
Gündeki yerinde
Artış var eksiliş yok
İyilikten maksat
Allah’ımı bilmek
Karıncada bile
Nurunu görmek
Olduğun gibi rükua varmak
Yalandan uzak durmak

Mintan giydim yamalı
Dumanı aldım
Yanımı döndüm
Arkamı verdim yürüdüm
Kulun büyüğü demedim
Kulun küçüğü büyüğü olmaz
Allah'ımın varlığına sahip çıkılmaz
Çıkana ‘Büyük’ denilmez
Onun için demedim
Fistanım yamalı utanmadım
Allah’ım kuluna vermiş bolunu
Düzeltmiş halini
Bana nasip kılmış yamalı fistanı
Onunki de Allah’ımdan
Benimki de
Neden utanayım?
Yoluma duman koyayım?
Allah’ımın varlığına ortak koşayım?

Nasibin kadar ye
Gönlünce duacı ol

Kulun acizini gördüm, niyet kırgın
Dedim ki;  Be hey dalgın
Dünyanın budur işi
Uymaz her kulun gidişi
Gelişin vardır dönüşü
Çalış dönüşe ki,
Dilediğin istasyona bilet alasın
Her kul dünyadaki hazırlığınca yol alır
Ne var ki, buranın ölçüsü gönüldür
 

ALLAH’a ısmarladık

Lailahe illallah Muhammedür Resulullah