24 MAYIS 1970


MEVLÂNA’yım ben!

Yolun gelişi
Dünyanın hoş işi
Kemik, toprağın malı
Ha orada ha burada
Ruh her yerde
Her yer gönülde
Gönlünüz gönlümüze açık
Gönlümüz cümlenize açık
Sözümüz hepinize
Ayağın tozunu silksen
Yolun tozunu
Yuvaya getirsen
Yol mu gelir?
Yuva mı gider?
Ne var ki, toz yürür
Kul yuvayı süpürür
Toz yine yerini bulur, döner
Her olay yerine konur
Olayın oluşu
YUNUS’un dönüşü de
Buna benzer
Topraktan gelir
Toprağa döner
Adak dersiniz
Türbe ziyaret edersiniz
Makbuldür elbet
Allah’a canı gönülden yalvardığı için

Allah’ımın mümin kulu
Geç uydu, haz duydu
Gönül Allah yapısı
MEVLÂNA’nın bankası
Yatırımı ben değil kendi yapar
Ahiretini öyle açar

YUNUS’um der ki;
Yumuşak yol
Münasip yuvaya gider
Münasip kul mümin olur
Pir’ini bulur
Yuvanı buldum
Yolunu verdim
YUNUS’u yuvaya getirdim
Dünya şersiz olsa
Düzeni bozulur
Andığının kalışı
Allah’ımın işi
Sabır her işin başı
Olayın yanmakla, kanmakla
Çözülmesi zordur
Olmuşum evvel günde
Allah’ımı andığım anda
Olmuşu bilmişim
Dünyayı silmişim
Tadına ermişim
Sonsuz sevgiye düşmüşüm
Allah’ımın büyüklüğünü
Yarattıklarında gördüm
Aşkımın sırrını
Böylece çözdüm

NUMAN YUNUS’a der ki;
Odun taşırken miyarını verdin
YUNUS miyarı, kümbet diyarı
Simmi olsan yoldan gelsen
Deryada buluşmak nasibimiz

Allah’a giden yolun yozu yok
Gidendir yozan
Yolun gidişini bozan
Yol kapalı deyip
Kulu korkutan
Allah’ımla kulunun arasına girenler
Çıkmak dilersin
Andın bilirsin
Yolun yolcusu
Kulun elçisi
Suyun akışı uygundur
Allah’ıma dönse
Yumağında düğümü çözülse
Ağıza sahip olsa, söz yok
Dünya derdine düşme
Dünkü derdi deşme
Dün geçti, bu gün göçtü
Yarına bak ne gösterir

Hz.OMAR der ki;
Olayı yaratan
O günü aratan
Selamet bulsun
Günahını Allah’ım affetsin
Galip oldun
Suyuna sahip oldun
Düşünme, dert etme
Allah’ım dedim yola çıktım
Yuva’ya geldim
Damı gördüm sevindim
Dünya bağlasa
Aşkın dağlasa
Korkma gafilden
Suyun Allah’tan
Gününün gecesi de aydın geçer
Dertler seni terk eder
Dünya derdi karanlığı kollar
Gönülü karartanın
Arkasını kovalar

AHMET YESEVİ Hazretleri
Merhaba diyelim
Selamları verelim
Geldik diye bileni
Danışıp yol soranı
Duasını edeni
Allah’ımın adıyla selamlarım
AHMET YESEVİ adım
Sizleri görmek andım
Adadım, öderim
Söz verdim, gelirim

Andınız beni geldim
Allah’ımdan diledim
Kulunu ayırma bana dedim
Kulu dönük kuluna uydurma
Dönük kuluna da sundur
Dünya derdine kandır
Kansın, doysun
Dünya yükünden kaçsın
Kendine iyi yol arasın
Dağın taşı, denizin kumu kadar
Sevabınız bol olsun
Allah’ım sebep halk etsin
MEVLÂNA dedim,
Adamıştım ödeyim
Sözümü deyip gideyim
Kulu Allah’a
Kolu bana emanet etti
Allah’ım kuluna kuvvet versin
Koluna dedim
Emaneti aldım
Allah’ımın rızası
Cümlenizin üstüne olsun
Cümleniz dünya derdinden uzak kalsın
YESEVİ’yim gideyim
Emaneti devredeyim
Kul der ki;
İyi de kötü de Allah’tandır
Ne yapalım bizi de böyle yarattı. Asla!
Dünyada olanı bilen
İmtihanını verendir
Allah’ım dünyada varlığını
Ahirette nurunu göstersin
Sizleri de öyle kullarından etsin



Hoş gönül hoşlandı
Can bizi bağladı
Varsın yanayım
Kül olup gene sana savrulayım
İlle senin yolunda olayım

Mevlâna’yım!..

Ölüm doğum karıştı
Ulu’nun doğuşu
Allah’ını görüşü
Vardığını bilişi
Dünyadan sözde el çekişi
Sizce görünmek olsa
Allah’ım izin verse
Ölmüşü ayırmazsınız

Gönül yolu bayramlaştık
YASİN adı, selamlaştık
MEVLÂNA’yım dedim geldim
Sabırlı YUNUS’uma sabırsız dedim
Gün değil yıl önemli
Kul da gönül önemli
Allah’ım dünya gailesine düşürmesin
Düşürüp kendini unutturmasın
Allah’a varmanın ölçüsü duası yok
Müminim demekten çok
Gönül açmak gerek
Selamın kalmasın
Kul hayale dalmasın
Andığının kalışı
Sabır her işin başı

Allah izin verince
Yolu göster deyince
Ham eller yorulunca
Ben size yazdırırım
Allah’ı bilenler
Yolunda gidenler
Meclise gelenler
Allah’ım sundurdu
Beni buldurdu
Yolumuz açık
Gönlümüz pak
Ne olur dön bak
Yolun eğrisine gitme
Yanında olanı gütme
Gönül altınla ölçülmez
Yaratan’dan geçilmez
Gönül yolunda
Allah’ım huzur versin
Senden evvel
Kendini bildirsin

Güneş doğsun
Amacın olsun
Bekle gelsin
Şahsiyet dersin
Bedene görev yüklersin
Beden dünya malıdır
Olayın oluşu kulun gelişidir
Kimliği, bedene girişidir
Ruhun varlığı adını dünyadan alır
Ahirete varlığı gider
Varlığın ağırlığı derecesindedir

Söz diledim geldim
YUNUS’um dedim
Mesut günün gecesi
Hasret dindiricisi
Dersiniz; Ölene hasret kaldık
Biz, gelene kavuştuk
Bizim kavuşmamız sonsuz
Deyin bana hangisi güzel?
Basitlik mi, sonsuzluk mu güzel?
Tabi amma, fanilik söz dinlemez
Geleni görmez
İman tam olsa
Acaba? demez
MEVLÂNA Hazretleri der ki;
YUNUS’um acı deme
Kulun gönlünü burma
Dedim; Burulmaz,
YUNUS’u seven darılmaz
Mümin kul
Doğru diyenden şaşmaz
YUNUS’u bilir, sever söyler
Onu böyle kabul eder
Daim olsun gönüller
Açılsın bahçede güller
Dalında ötsün bülbüller
Dilemem cümlenin yumağına düğüm
Hepinizin yumağına
Çözüm olacak deyin
Gündüz gece isteyin
Olursa kul mümin olsun
Mümin olmayan kul
Kaderine yansın
Üzüntü etme
Dert denmez
Kulun ateşi sönmez

Hz.OMAR der ki;
Engel yok kulun Allah’ımı bilmesine
O'nu gönülden anmasına
Kulun gönlü çekmezse
Allah’ımı anmazsa
Allah’ın dediği olur
Kul yumağını
Gönül yumağına göre sarar
Yürekten dileyin
Allah’ım deyin
Doldur, yarıda bırakma
Taşır, döktürtme
Danıştım, şaşırtma
Diledim, duamı çevirme
Dileyene verirsin
Danışanı görürsün
Dumanım yok
İmanım çok
Daraltma, bunaltma
Dağın taşın gayesi
Gümüş yolun hevesi sizi sarmasın
Durumu, kuğu gibi göle atmasın
Kuğu sadece gölü süsler
Gayesiz kul da, dünyayı süsler

Yolun gidişi
Uygunsuz dönüşü olmaz
Her kişi doğruya uymaz
Hak olanı duymaz
Anlatsan bilmez
Çünkü mantığı çalışmaz
Üzüntü etmeyin boştur
Söyleyen hoştur
Duyma, tasa verme
Kuldan kula zarar gelmez
Çünkü Allah’ım izin vermez
Dinleyen duymasın
Şaşkına uymasın
Allah’ın dediği olur
Adalet yerini bulur
Yumak ince sarılır
Sabırla hayır görülür
Yumuşak gönül tez kırılır
Ayırmak kayırmak Allah’tan
Geçirmek göçürmek Allah’tan
 

ALLAH’a ısmarladık

Lailahe illallah Muhammedür Resulullah