05 EKİM 1971


(Berat Kandili)

MEVLÂNA’yım ben!

Cümleye kutlu olsun
Ömürleri mutlu geçsin
Gelişimiz geç değil
Deyişimiz güç değil
Cümlemiz geldik
Cümlenize duacı olduk
Geç kalışımız
Dualara yer verişimizdendir
Cümlemiz, cümleniz için duacı olduk
Cümlemiz Amin dedik
Sizler de Amin deyin
Ellerimiz açılsın
Önce cümleye Amin denilsin
Amin dediğimiz
Ne dünya fakiri
Ne kulun hakiridir
Amin dediğimiz
Allah’ıma dönük olan
O’ndan öksüz kalanlardır
Kuldan öksüz kalmışsan, dert mi?
Allah’ım var dersin, dayanırsın
Allah’ımdan öksüz kalan kime dayansın?
Elbet onlar için duacı olacağız

Allah’ım döneni affetsin, Amin
Allah’ım unutana akıl versin, Amin
Allah’ım dünyayı ters görene fikir versin, Amin
Olmasını dilediğin
Dünya hali ise, onu da versin
Yediğimiz lokmanın
Şükrünü unutturmasın
Unutturacak gaileye düşürmesin, Amin
Mübarek gecede el açtık
Sebebini halk ettin Allah’ım
Sana şükürler olsun
Cümle açamayanlara
Sebep halk etsin, Amin
Cümlemiz geldik, duacı olduk
Cümlesinden selamlar getirdik
Gelmiş geçmiş göçmüş
Cümle kullarına dualar okunsun, Amin. Amin

Selam ile geldik
Hepimiz bir olduk
Yuva’nın havası
Cümlenin nefesi bir oldu
Olgunluğa bir adım daha atıldı
Alabilene, gönlüne bir yudum aşk katabilene
Geç demeden güçlüğü yenebilenle
Yardım Allah’ımdan
Kulunu sebep halk eder
Ne mutlu O’nun lütfuna erenler
Sebebinden vazife alanlar
Kaide bozulmaz
Kulun çekişine sebep sorulmaz
Sebepsiz kuş uçmaz
Kuru yaprak dökülmez
Allah’ım kullarına sebep günleri açmış
Ayları günleri seçmiş
Her kul vazifesini yapsa
Ne fakir, ne acılı
Senin öbürünü sevmen
Üstünlüğün değil, kulluğundur
Allah’ım bunca sevgisinden
Sevgilisinden ne alır?
Demek ki O’na verebileceğimiz
Yalnız sevgimiz var
Onu esirgediğin an
Kulluğun mu kalır?
Kulunuz diyelim
Allah’ım sana dönelim
Elimizi açalım
Şahitsiz seni bulalım
Sevgimizi vermeye
Ne kefil ister, ne şahit
Allah’ına olan sevgiyi
Açıkça söylemek
Şahitle söylemek
Açığa vurmaktır elbet
Kefil, yeminle anlatmaktır
Sunduğumu alanlardan
Allah’ım razı olsun
Defteri dürülende
Sevabı ağır gelsin. Amin
Mahzun kalan Ulularını da
Allah’ım sevindirsin
Her kulun Ulu’su olur
O Ulu Allah’ımın izni ile
Kuluna yardımcı gelir
Eğer ki Ulu’nun yardımcı olduğu kul
Hata etmiş ise
Ulu’su mahzun olur
Faydalı olamadım der, üzülür
Eğer Ulunuzdan yardım gördüğünüzden
Şüpheniz var ise tövbekar olunuz
Allah’ımdan Ulunuzun yardımını dileyiniz
Daha önce dedim;
Gelenler Allah’ımın izni ile gelir
Hata eden kuldan izin kaldırılır
Elbet Ulunuz mahzun olur
Allah’ım izinleri kaldırmasın
Sizleri ve bizleri mahzun koymasın

Almak vermek bir olsa
Her kulu Pir olsa
Dünyaya gelişe ne hacet?
Yanılma yok,
Yolumuz yolunuza hizmet
Vermesin Allah’ım hezimet
Defterimiz yazıla
Günü gelende dürüle
Her gelen sevdiği ile sarıla
Kulu şahit etme
Dileğini gönülden dile
Allah’ım affetsin
Dileklerimiz gönüllerden olsun

Sevgi sergiye konmaz
Cümle kula gösterilmez
Sen sev sevebildikçe
Gönülcüğün alabildikçe
Kainatı sarabildikçe
Ağıza düşen aşk
Çiğnenen sakıza benzer
Sana güzel gelir
Dinleyeni bıktırır
Sözün tatlısı
Kulun atlısına benzer
Tatlı söz atlı misali götürür
Acı söz yaya bırakır
Pişman olursan güzel
Ne var ki aynı hataya düştünmü
Attan düşmüşe benzersin
Attan düştü isen
Kula çatma, ürküttün deme
Hatayı kendinde ara
Sözümüz altın misalidir
Kul masalı değil
Kulun defterinde
Ağır basacak sevaplardır dediklerimiz
Yemini ağıza aldınmı
Bil ki kuluna Allah’ını kefil gösterirsin
Elbet suyumuz tükenecek gibi değil
Ne var ki,
Verilen suyu alacak bünye gereklidir

(Resim verilir: HÜSAMEDDİN)
Mesnevi’yi yazan

Allah’ımın varlığı
Darlığa misal alınsa
Bunca kulu kim nasiplendirdi
Hangi kuvvet ile yaşamayı başarırdı?
Eğer bir Yaratan olmasa
Sevgi Allah’ımı yaratsa idi
Kainatta kurulan bu düzen görülmezdi
Boş kalan yer doldurulmazdı
Her boş kalan yerde çöküntü olur idi
Boşluğu dolduran kuvvet nerede?
Adaletin tecellisi kimden gelir?
 



Her kul bir düzende doğar,
Aynı düzende göçerdi
Halbuki Allah’ımın varlığının tek ispatı
Her yaratılanın
Elbet mukadderatının ayrı ayrı oluşu
Değiştirmeye çalışanın hataya düşüşü
Hataya düşenin cezasını alışıdır
Allah’ımdan canı gönülden dilediğin zaman
Mucizesine erişindir

Sakın yanılmayın
Öyle mi? Böyle mi? diye
Kuldan sormayın
O’na vardım
Varlığını gördüm
Sizlere O’ndan geldim
GARİB’in yazışı
Ne sendendir, ne benden
Allah’ımdandır
Gecenin sohbeti Allah'ımı yaratmadı
Allah’ım gecenin sohbetini yarattı
Buz üstünde kayanlara benzersiniz
Cümlemiz bildik
O’na sığındık
Biz de buz üstünde kayalım dedik
Dünyayı öyle de görelim dedik
Zahire değil gönüle bakarız
Gönül ile gönülü yakarız
Gecemizi yerinde bildik
Sevabını saydık
Defterimiz dürülende
Sevabı ağır gelsin dedik.

Sohbetin kötüsü olmaz
Pay, dünya malındadır
Ahiret sözünde değil
Mümin olan bilir
Her kul çiğ gelir, pişer, döner
Manayı onlara,
Defterini Hak sözü ile dürenlere
Elbette gecenin müjdesi olur
Kâinat bu gece için döner
Gecenin adına baksanıza; Kadir
Allah’ımın ihsanından
Cümle yarattıklarının
Nasiplendiği gecedir
Allah’ım öyle Yüce ki
Terazin bir geldi mi
Sevabını kaydeder
Sevabım çok olsun dersen
Gönülden sevmeyi dene
Gönül kırmaktan kaçın
Yolunu gönül kırıntısı ile kapama.

(Sevaplar ne işe yarayacak?)

Kulun varışına yardımcı olur, yüceltir
Sorunuz gecenin sorusu olsun
Kaide bozulmasın
Daha önce dedim;
Dualar çeşitli olur;
Göçenlere duacı olursun
Hataların için af dilersin
Affını defterinden silinsin diye
Duacı olursan
Kendini aldatmış olursun
Canı gönülden af dilersen
Tekrarından sakınırsan
Elbet affa uğrar
Allah’ımın en büyük vasfıdır, Affediciliği.

Sözümüz ile değil
Özümüz ile yörüngeye alırız
Gönülleri aşk ile ölçmek yersizdir
Ne harcanmamış genç gönüller vardır
Yaprağın verdiği
Taze ile bayatı ayırdığı var mıdır?
Yaprak ağacın ciğeridir
Kusuru demedim
Ağacımıza yaprak olan her yaprak
Aynı feyzi, kâinatta aynı sevgiyi görür
Yerince verilir, her kulu sevilir
Sevmesini bilmese de.
Sevmese demedim
Sevmeyi bilendeniz
Dileyene verendeniz
Elimde olsa aranıza bedenle girerdim
Daha önce dedim
Öz ile geldim, alan da öz ile alsın
Önce biliş, sonra görüş.
Sevgi mevcut
Olacağı söyle dersen
Allah’ımın iznindedir
Kul cevap alırsa mı Allah’ımı bilecek?
Gelişime inanacak?
İnanımız beraberdir
Gelende uyduğu görülür
Olacağın sebebi sorulur
Olacağın kapısı açılırsa
Ayak koymana hacet yok
Gelene dedim.
Kaderin cilvesi deme
Kaderim zorlu işlenir
Günden günü koparır diyen
Zorluğu kaderde değil
Şüphede arasın
Kulun elinde olsa
Yorgunluk derim
Dediğin zahmet
Allah’ımdan rahmettir
Konuğumuzun gönül kapısı açık
Beden kapısı kapalı
Gönül yapısını
Allah’ımın nuru ile sakınmış, harcamamış
Beden kapısına söz vermemiş
Gönlündekini ağıza vermemiş
Dünya haline bakılmasın
Ham söz edilmesin
Konuğumuz için.
Umduğunu yolunda bulsun
Hz.ALİ’den kuvvet alsın, benden değil
Duanız verilir:
Allah’ım günah işlemekten sana sığınırım
Sen beni her türlü günahtan uzak tut
Gönül kırmaktan alıkoy, Amin

Bu gece dünya kulunun
Af dileme gecesidir
Göçenin duası değil
Göçenin defteri
Sahibimiz olan Allah’ım
Yarattığın bedenimi
Sana havale ettim
Bedenim ile canımı
Sana havale ettim
Her türlü şerden canımı
Her türlü terden bedenimi koru
Ter nerede olur?
Bedene yük verende
Cümlemizin,
Gelmiş geçmiş günahlarımız af olunsun
Yolunu bilenle bilmeyen
Beraber olsun
Bilen bilmeyene göstersin
Gelenle gelmeyen
Elbet bir olmaz
Güçlük, Allah'ım affeder demekle giderilmez
Geçmişi değil
Geleceği düşünmeli
Geçtiğin yolun köprüsü yıkılsa düşünür müsün?
Geleni de düşün
Her kul kendi köprüsünden geçer
Elbet gelenin yıkılması güçtür
İyilik dilersen
Duacı olursun
Şüpheye düşersen, YM olmaz.


ALLAH’a ısmarladık

Lailahe illallah Muhammedür Resulullah