10 EKİM 1971


MEVLÂNA’yım ben!

Hoş gördüm
Sağlıktan alasınız
Sıhhatte bilesiniz
Gayret ile göresiniz
Hayret ile çözesiniz
Dünyayı dolaşık çileye değil
Döner çarka benzetesiniz
Olmuşu hamdan ayırasınız
Cümleyi kendinizden kayırasınız
Elbet cümle ile zatın kaimdir
Cümle mesut olursa
Sen de mesut olursun
Yaprağı ağaçta tek görsen
Hayrette kalırsın
Ağaç senin olmasa da
Göz zevkinden mahrum olursun
Onun için senin olmasa da
Gördüğün ağaca su ver ki
Gözün de gönlün de hoş olsun
Benden olmayanı görmedim
Allah’ımdan demeyeni duymadım
Çünkü kula görüşten ölçü vermedim

Saate bakarsan
Zamanı bilirsin
Zaman o zamandır
Gelecek zamanı göremezsin
Halbuki ne saat durur, ne zaman

Olmuşsa duaların, olandır
Olan, yazılandır
Etmiş isen duanı
Bilesin nasibindir
Olmayacağın duasını
Allah’ım nasip etmez
Duanın ölçüsünden çıkmazsan
Canı gönülden edilen duanın
Şüphesi olmaz
Almakla vermenin
Kaşığına gelenin duası
Nasibi kadardır
Duanın yeri elbet olur
Bozulmayan yazı
Planın temelindedir
Kulun Allah’ına dönüşü
Hatası için af dileyişi
Kabulün içinde değil midir?
Temelin dışında olan dualar
Cümle kulların temeline zarar
Duanın kabulüne duacıyız

Üzüntüsüz olasın
Her olayı sükunet ile karşılayasın
Hatasız kul olmaz bilesin
Yerli yerinde
Her olay gününü yaşar
Kulundan gelmesini bekler
Ona de ki;
Gelecek Allah’ımdandır
Kulun dilinde değil
Allah’ımdan gelene baksın
Manayı vermeyi severim
Kulun halinden de derim
Demekten maksat
Varlığımızın oluşudur
Denmediğinde,
Bir an olsun şüphe kula gelir
Kimliğin değil
Verilenin önemi vardır
Eğer seni şüpheye düşürürse
Ondan uzak kal
Allah’ım adına
Dediğince, dediği gibi al
Gelişini hoş karşıla, gidişi gibi
Deyişini mantığın ile ölç
Mantığın olmadığı yerde kalemi bırak

MEVLÂNA dilediği yere değil
İzni olduğu yere gider
MEVLÂNA’ya sorulsa
Kainatı sarar
Kulun akımı yerine göre
Güneşten üstün gelir
Elbet kul güneş için yaratılmadı
Amma güneş kul için yaratıldı
Masmavi dediğin gökyüzü
Sana güzellikten anlatır
Ne var ki maviliğine verir
Tavan değil ki boyansın
Senin gözüne öyle görünür
Her kul aynı görmese
Dünyanın düzeni bozulur
 



Daha önce dedim
Mümin olan bilir
Yolunu sorduğum gibi
Sebep sorsaydım eğer
Dünyada olan değer için
Varmaya çalışmayı yersiz görürdüm
Neymiş olanlar?
Kimmiş gelenler?
Nasıl olmuş göçenler? dedinmi
Dünyayı sırtına almış olursun

Denir ki;
Kabre konan taşın
Küçüğü büyüğü olmasın
Kıyamette kul yüklenmesin
Kul ne taşı, ne toprağı yük etmez
Dünyada ruhuna mal ettiği yükü ancak alır
Kıyamette o onu ağır yürütür
Dünya malı dünyada kalır
Olanı veren elbet Allah’ımdır
Hak yemedi isen
Alın teri döktü isen
Neden yük alsın?
Allah’ımın verdiği sayılmasın
Haram olan, harama yazılandır
MEVLÂNA Kur'anı 'Yolum’ demiş
Onu yoluna ışık diye almış
Dediğini, harfinden çıkmadan kayıt bilmiş
Farz demiş almış
Sana ‘Öyle değil’ der mi?

Bina durduğu kadar vergisi verilir
Binanın vergisi de zekattan sayılır
Vergiden kaçınan zekatını noksan verendir
Elbet zekattır

Yeminin yeri
Sözün zeminidir
Geminin yeri limandadır
Mantığın olduğu yerde, şüphe silinir

Duvarı neden örersin?
Dünyadan uzak olmak için değil
Yerini bulmak için
Günün değerinden
Allah’ım kulunu mahrum etmez
Meğer ki kul günün değerini bilsin

Kur’an’ın yolundayız
Allah’ımın her verdiği
Kuluna nasip ettiği
Haramdan uzaktır
Hurmayı ‘Helal’ dersin yersin
Eğer kendi ağacından kopardı isen.
Komşu ağacından kopardığın hurma da haramdır
Allah’ım üzümü verdi ise
Meyvesi haram olmaz
Her verileni kararınca alırsan
Harama uzanmazsın

Sana ‘İç’ demedim
Eğer canın istedi
Allah’ım yasak etti diye içmezsen
İçmişe sayılırsın
Yasak, Allah’ımdan değildir
Resulündendir
Resulünden gelen, günündendir
Güne bağlamak da vazifemiz
Ne var ki,
Günün esasından çıkmak yersiz
O günkü şartlar
O gün için yazılır
Bu günkü şart
İfrattan kaçılır
Yolumuz açık derken yanılma
Daha önce dedim
Aşırı olan her şey
Haram edilmiştir, hatta aş bile

Ne diyenden
Ne söyleyenden
Kul yerini bulmaz
Gönlü yerine varmamış ise
Bir adım öteye gitmez
Söylenilen, hayrata adını verenlerden
Zahire bakıp
Bâtını inkâr etme
Manayı bulan
Dünyayı huzur ile geçirir
........................................
(Tebliğin bundan sonraki bölümü özgün defterde bulunamamıştır.)

Lailahe illallah Muhammedür Resulullah