11 EKİM 1971


MEVLÂNA’yım ben!

Sevgilerle dolu
Allah’ımın yolu
Cümlenizde eli
Geldim gelenlerle
Bu yolda erenlerle
Sahibimiz olan
Allah’ımın adıyla
Selam cümlenize
Aldığımı vereyim
Suyumuzu bildireyim
Ne gelenin suyu eksilir, ne alanın

Andığımız kadar anıldık
Güzellikten söz edilir
Sanılmasın güzellik yalnız çiçekte aranır
Çiçeğe kucak açan toprağa ne denir?
Toprak da çiçek kadar sevilir
Dendiği gibi;
Yanılan aramaz
Kumunu elemez
Eleyen bilmez
Kalanı atmaz.
Neden?
Elinde değil de ondan
Kum yolunu her kul bilmez
Önüne asfalt döksen bulamaz.
Neden?
Çünkü göremez
Gidenle bir olalım
Görene el verelim
Sahibimiz olanı bilelim
Bu yolda seymen isen
Acemi olana sorma
Sordu isen yanlış diye kırma
Kırdı isen basıp geçme
Bildiğince aydınlat
Denir ki;
Erenlerin, Evliyaların
Dünya çekisi çok olur
Düşünün sakiyi
Elinde taşıdığı destiyi
Destiyi senin için taşır
Kendine değil
Ver diyene sunar
Yük kimde?
Elbet destiyi taşıyanda
Sen ‘Ver’ dedin, o sundu

Geldik söze, durduk düze
Yerden gelenin sazı olmaz
Yeri bulanın sözü durmaz
Kanımız değil
Canımız Allah’ıma
Sözümüz değil
Aşkımız Allah’ıma
Gözümüz cümlede
Sözümüz cümlede
Elimiz dileyene

Kumun yoluna durduk
Dileyen gelsin dedik
Yol dolsa da
Yolda giden şaşırmaz
Yanında mürşidi olan yanılmaz
Her ağacın yükü bir olmaz
Gücünce değil
Allah’ımın verdiğincedir
Ne var ki,
Ağaç küçük de olsa
Meyvesi bolsa
Gücüne Allah’ım güç katar
Suyun akışına
Her kulun bakışı bir değildir
Yerden aldığın senin
Elden aldığın benim

Kul, kul için üzülür
Kaderi kısa denir
Yanıldığını bilse
Ömrünce dövünür
Kulun kaderini kul bilemez
Kimse kimseye ölçü veremez
Allah’ımın adaletinden
Şüphe edilemez
Her gelen birdir
Varmasını bilen de hep bir
Geldiğin gibi dönebilirsen
Ne mutlu sana
Gördüğün gibi sevebilirsen
Ne mutlu sana
Gelişim açıktır
Adımı bildirdim
Göçe kadar beraberim
Gelişte söyledim
Sunduğum Hak yoludur dumansız

Ağacın dalları olmaz gölgesiz
Ocak yanmaz odunsuz
Baca olmaz dumansız
Ne var ki,
Bacayı yuvaya
Duman vermesin diye yaparsın
 



Duyduğumu değil
Bildiğimi verdim
Fani iken dediğimi
Gelişte zayıf buldum
Geldiğimden beri
Geriye dönmedim
Kuluna da daima
Yarını gösterdim
Çünkü geçen günün üstüne
Allah’ım kapak örtmüş
Geceyi gündüze katmış
Allah’ımın örttüğünü
Ben nasıl açarım?
Yalan olandan kaçarım

Sudan geldik
Nuruna erdik
Sebep aramadık
Yarattı dedik
Dendiği gibi gördük
Gördüğümüz gibi sevdik
Sevdikçe erdik
Erdikçe vardık
Cümleniz erenden olasınız
Olup da göresiniz
Görüp de gelesiniz
Gelip, sizler de
Kulları için vazife alasınız. Amin

Sofra kurulur, çorba içilir
Aşı yenilir, tatlı beklenir
Gelişe yol buluş da öyledir
Allah’ımın adına gelmek
Resulünü bilmektir
Yolunu bulmaktır
Bilene sormaktır
Allah’ım dileyene verir
Dünya dünyada kalır
Kulun misafirliği güne bağlıdır
Aşkı gönülde buldu isen
Sorma nerdendir
Belki çiçekten
Belki de arıdandır
Her kulun aşkını ateşleyen Yaratandır
Ne var ki,
Dilersen Allah’ım der adını anarsan
Diledik andık
Aşkına yandık.
Yandık, sanma ki kül olduk
Kulu olduk
Yarattığı her kulu Allah’ım sever
Ne var ki, her yarattığı kul O'nu bilse
ALLAH’a ısmarladık diyelim
Sözü sizlere verelim
Sohbet de Allah'ımın adınadır

ALLAH’a ısmarladık

İnandığımdan değil
Gördüğümden söyledim
Gördüğünü söyleyene
Hoş sohbet dedim

Gelişim birdi, dönüşüm öyle
MEVLÂNA dendi, yüceltildi
Unutulmasın, MEVLÂNA da
Allah’ımın kullarından biri idi
Sen kim? Ben kim? yok
Aramıza yücelik girmez
Her kulu bir
Her gelen ADEM’in dölü
Allah’ımın kuludur
Her gelene geliş birdir
Yanılma vardır, yalan yoktur
Daha önce dedim
Yalandan kaçarım
Aramızda yalan diyen yok
Sebebi sorulanda dedim;
Kitabı yazılan,
Yazana yardıma gelendir
Dendiği gibi olsa
Gidişe korku kalmaz
Yine gelirim denir
Gelişe hazırlanılır
Kul vardır,
Daha iyisini görebilirim der
O yolu hayal eder
Dünyaya geliş birdir, dönüş bir
Başka türlü olamaz
Bir ruh iki bedene giremez
Aksini diyen arasın
Fani olarak ispata çalışmasın
Çünkü yanıldığı görülür
Asla geliş ikinci defa olamaz


ALLAH’a ısmarladık
Sözü sizlere verelim
ALLAH’a emanet edelim

Lailahe illallah Muhammedür Resulullah