30 EYLÜL 1970


MEVLÂNA’yım ben!

Zulme zalim yol verir
Yolda kendi tükenir
Küffünü bulanla dertleş diyene de ki;
Küffün; kendi ayarın demektir
Küffüm, yaratılan her kuldur
Dert ortağı Allah’ımdır
Kanmadığım aklımdadır diyene de ki;
Kanacağın zaman
Aklın hizmet etmez
Allah’ımın her verdiği yerindedir
Kulun sergisi gözündedir
Kul maddeyi alır, önüne serer
Gözünden kaçırmasın diler
Olanla olmayanla
Gönül ölçülmez
Her olay Allah’ımdan cezadır denilmez
Ceza dahi olsa
Senin hayrın için verilir
Nasıl ki ana baba Çocuğunun terbiyesi için
Hatasında cezalandırırsa
Allah’ım da kulunun
Taşlı yolunu düzeltsin diye
Önüne maniler koyar
Kulun gönlü açık ise olana uyar

Asmada üzüm
Bağında gözüm
Cümlenizde özüm
Defterleri okuyun
Açılanı bulun
Okumaktan maksat
Açılan yolu bulmak
Yolumuzda geri dönmek yok
Sözümüz Allah’ımızın adına olsun
Kendi adımıza söz olmaz, olamaz

Mandanın değeri nerededir?
Cüssesi yerinde
Derisi üzerinde
Ne var ki öfkesinde durma
Değerini bilmeyen
Öfkesinden dolayı
Mandayı suya atabilir
Suyun yolunu tıkayabilir
Onun için öfkeyi değil
Yumuşak yolu seçin
Değerli olan verginizi sergileyin
Sükunet, yoluna verileni arttırır
Öfke, rüzgar misali kumu ortaya dağıtır

Olayın, doğrusunu eğrisini elemedik
Dumansız olsun
Sükunet yolu ile açılsın dedik
Asmayı gördük
Dalını budadık
Budadığımız her dalın
Filizine el koyduk

Mahzur, yazılandan ötesi için
Verilen işaret kulun Ulusundan gelir
Oymayı işleyen tahtayı seçer
Sert olmasın der
Budaklı tahta oymaya gelmez
Yakmaya gelir
Dama çıkan
Yukarıdan bakandır
Yukarıdan bakan
Daha çok görendir
 



Manayı yoğuran
Suyu alandır, yoğurmayı bilendir
Her kulun bildiği kendinde kalsın
Geçenin yüzünün sözü edilmesin
Her kulun gördüğü hakikattir
Öyleydi böyleydi denmesin
Dilediği gibi görünür
MEVLÂNA’nın gözünde değil
Özündedir görüntü
Ne özüm yüzüme
Ne yüzüm özüme
Cümlemizin,
Allah’ımın nurundan olduğu unutulmasın
Sen de nurdan
Ben de nurdan
Nurunu harcamadığından.

Var ise bir küp altının
Altını taşa toprağa değişirsen
Kör nefsini harcarsan
Altının tükendiği görülür
Allah’ımın verdiğini de
Nefsin ile harcarsan
Elde ne kalır?

Allah’ım kulunu Nur ile yaratır
Kul vardır, Nur üstüne nur katar
Kul vardır, Nurunu nefsi ile harcar
Olay budur.
Yaratılan her kul nurdandır

Sabır ölçüsü kuldan sorulmaz
Kulun sözü ile kulu yerilmez
Sebepsiz sergi kurulmaz
Kumaşı almayı denedin
Ölçüsüz almazsın
Ne var ki ölçüsünü sen bilmezsin
Dikene sorarsın

Yemiş yedin mi?
Çekirdeğini yuttun mu?
Yuttuğundan gittin mi?
Ölmek değil.
Meşaleyi neden yakarlar?
Çekirdeği neye yorarlar?
Değil mi, toprağa attığın senin
Mideye attığın yerin
Yere giden gelmez
Toprağa atılan kalmaz
Onun için,
Çekirdeği yutmaya değil ekmeye
Yutmaktan maksat;
Sözümüzün özünü kavramamak
Sözümüzün özü
Meyvenin çekirdeği misali
Meyveyi yer geçersin
Çekirdeği olsun beklersin
Ondan da bol meyve toplarsın
Gerekeni ben açarım elbet

Hazır arayan
Denize yorgan dikeyim diyene benzer
Ara bul. Anda olmasa da olur
Çok söz alayım hoş günü göreyim deme
Az al, özünü ara

ALLAH’a ısmarladık

Lailahe illallah Muhammedür Resulullah