01 MAYIS 1970


MEVLÂNA’yım ben!

Mümin kulun gecesi
Yazıların hecesi
Allah’ım verir nicesi
Gelişiniz, yuvamızı aydın edişiniz
Gönüllere akışınız

Misafir yuvayı aydınlatır
Elbet kıymetlidir
Hele sohbetimize katılmaya gelene
ne mutlu
Sohbetimiz Allah’ımız
Misafirimiz Allah’ımızın
Adına Allah’ım dersen
Adına misafirini karşılarsan
Düşman gelen dost gider
Kötü niyeti gönülden siler
Yuvanı açık tut gelene
Gönülü açık tut gülene
Deme; Cümleye aç
Yolunu yuvana bağlayanı seç

Beklemek, olmak gerek
Meyve çiçekten gelir
Küçükten büyür, büyür olur
Hiç meyve gördün mü?
Yapraktan önce meyvesi olmuş?
Çiçeğin güzelliği görülür
Yapraktan önce
Meyve olsam ele gelsem
Kul elinde, el dilinde

Yamanın yumağa ne faydası var? dersen
Açığı örter, fistana diker
Ne var ki,
Yolu yoluna denk gelmeli
Giyende aykırı durmamalı

GARİB yumuşak
Sözümüz yumuşak
Gülünsün, gününce anılsın
Gönülce sevinsin GARİB de

Çiçek sevilir her cinsi
Verenden yaratandan gelir çünkü
Çirkinini gördünüz mü?
Seven sevilir
İnsan kıymeti bilinir
Yanılmayın,
Yalnız çiçek demedim
Seven dedim
Yaratılan her şey sevilir
Seven sevilir
Yüz güzelliği değil
Yaratılmasındaki hikmettir mühim olan
Şerbetin tadı suda olmaz
Şerbet suyun verdiğini vermez

(GARİB’in celsedeki baş örtüsü konuşulur)

Baştan değil
Gönülden yazar
Başı saygıdan örter
Örtü olmasa da olur
MEVLÂNA her an görür
Günün gelişi,
Zamanın uyuşu öyledir
Uymak kulu eyletir
Muntazam duvar ören
Duvara beton vurandan
Daha maharetlidir
Yapının duvarı düz
Temeli tez olursa
Güne kalsın beklenirse
Sağlam olur

Okuyun düşünün
Üzerinde konuşun
Defter doldurmaya
Kulu eylemeye gelmeyiz
Eğitmektir vazifemiz
Eğitilen kişi
Yalnız sözle değil
Kendi başına da çalışmalı
Yolunu öyle bulmalı
Sözü kolayına bağlamamalı
Aldın, vermeli
Etrafı görmeli
Kendini yontmalı
Marangoz alır eline
Vurur beleni
Yontar, keser, biçer,
Münasip şekle sokar
Kul da kendine gaye edinmeli
Bir yol çizmeli
Akıntıya kapılmamalı
Denmesin; Kader, kul ne eder?
Kul ne ederse kendine eder
Aynaya bakarsa
Yüzünü görür
Görüntü hoş gelsin diye yüzü güler
Hiç görülür mü ağlayan?
Kul aynaya baksın
Kendini beğensin?
Elbet olmaz
Ağlayış, hayata isyandır
Ağlayış isyandır
Eğer olay içinse
Ağlayış sevinçten olmuşsa
Şükre yol vermişse;
Yoluncadır, gülüncedir
Gülüşe bedeldir

Gülün yaprağı
Ekili toprağı
Vereni düşün
Yerinde taşın
Taştan maksat
Yuvanın temeli
Kulun hayıra olsun emeli
Aşı yemeli
Şükür demeli



Yaprak yeşil
Gül beyaz
Gün olsa biraz ayaz
Kula yumuşak yol verir
Gün gelir uyanır
Yaprak yeşil
Gül pembe
Kulun gönlü bende
Bende olsa hoş gelir
Ne verse Allah’ım verir
Yaprak yeşil
Gül kırmızı
Gökyüzünün yıldızı
Allah’ımdır yaratan
Dünyayı aydınlatan
Mümin kulun kaderi
Dünyada olmuş
Yüzü gülmüş mü? dersen
Elbet güler
Çünkü olaya sırtını döner
Güleni tasasız demeyin
Tasasızlığına gülmeyin
Gönülden yol alana söz etmeyin
Derseniz; Gönülü ne bilelim?
Kulun gelmişine söz etmeyin
Yani kulu kuldan ayırmayın
İyi diye kayırmayın
Kulu sözle batırmayın
Kula kulun sözü acı gelir, gönül kırılır

Yudum yudum içtik mi?
Dünya dedik geçtik mi?
Sözden sözü açtık mı?
Açıp pencereden baktık mı?
Bakmak için;
Ölçüyü bulmak
İmtihanı vermek gerek
Allah’ımın emri
Yol Yuyan’dan alınır
Emir Allah’ımdan gelir
Yumuşak söz eden
Tuttuğum yoldur diyen
Yürüdüğünü bilen
ALLAH’ına dayanan yanılmaz
Yürümek, yolu yola bağlar
Yolun sonunu gören yok
Görmeyi dileyen yok

Mevlâna’yım!.

Yumak sarmam
Gaileye dalmam
Müstesna Yuva’ya
Mümin kullara
Söz etmeye gelirim
Sözün sonunu veririm
Selam derim giderim
ALLAH’a emanet
Kullar da yolumdan alır
Sorgu güzel yol verir
Soranı aydınlatır

Analık güzel,
Yumağını sarana
Babalık güzel,
Dileneni verene
Verdiğini bilene
Gününü paylaşana
Analık güzel, ömrü paylaşır.
Babalık güzel, gününü paylaşır
Olmuşsa yumuşak düzgün
Babanın nedir paylaştığı?
Münhasır eder mi?
Kendini bağlar mı?
Gönülleri yoklayın
Yumak münhasır olmaz
Yumağı düzgün
İşi, aşı bol olan baba rahattır
Anaya bırakır
Ana ömürce yolunu
Yavruya çevirir

Söz verdik
Kul dedik
Analıktan yol açtık
Sözün sonunu bulalım
Burada nokta koyalım
Kalmak dersen gücün yetmez
Bana bakarsan sözüm bitmez
GARİB’i düşünmek
Ondan el almak gerek
Yanılmayın yazıyı demedim
Günde sözü keselim dedim

Kulun dediği olsa
Dileği uysa;
Dünya yazıya başlar
İşe kuşlar koşar

Asma kütük olur katık
Bekleyen görür
Üzümü erer
Yersin dönersin
Dönersin yanarsın
Yandığına sevinirsin
Sunulanı alırsın
Aldığını bilirsin
Men dil denmese
Akılca söylenmese denir
Söz ağızda kalır

Meydan dinlendi
Sema edildi
Meydan denildi
Meydan bulundu
Almışı, vermişi
Gönüle koymuşu
Meydan’a doldu

ALLAH’a ısmarladık

Lailahe illallah Muhammedür Resulullah