27 NİSAN 1970


MEVLÂNA’yım ben!

Gümüşün rengi, (gümüş: madde)
Altının dengi, (altın: mana)
Müminin gönlü münasip
Yumağın yolu
Allah’ımdan verilir
Yolunu bulan yürür
Müstebit olan kalır
Yontunur, münasip yolunu arar
Yumağını boşuna sarar

Asmanın verimi koruk
Koruğun erimi üzüm
Üzümden şarap
Şarabın sarhoşu
Umudunu bağladı
Ahiretim dedi ağladı
Aldı gönülcüğünü dağladı
Sedefe müzik seyran mı eder?
Sunduğumu yoldan gelen mi
yumağına dolar?
Sedef nemli yuvanın
Sinli merdanesine gelmez
Yol mu aldık yürüdük?
Sorularını yoluna verdik
Olmuşu bilmiş
Gelenden söz etmiş
Gününü Allah’ım tayin etmiş
Yolumuz açık

Yumuşak yolun geleni
Dünyaya el vereni
Günü yakın, gelene bakın
MERYEM adım
Geldiğim ilk değil
Yuva’ya uydum
Havaya vurdum
Cümle yaratılan
Allah’ımın yoluna
Canını kanını adar
Ömür denince
Ölmüş bir can
Verirse bir cana kuvvet
Ne kıymeti var der
Nedir? diye sorana deyim
Bir canın gidişi
Öbür canlara kuvvet verirse
Gitmek için durmak niye?
MERYEM adım
Yuva’na tadın versin Tanrı’m
Suyum; içene gelene şifa versin
Adım anılsın
Yardım denilsin
Gelen gülsün
Sevinç bulsun
Gündüz gelsen
Yolum alsan
Suyum içsen
Ne hoş desen
Tatlı su akar
Ağaçta bülbül öter
Olduğum taşta
Seherde bir gül açar
Görene sözüm, orası yerim
Gülden geçilmez
Duygu ölçülmez
Aşk şarabından içen
Bir daha ayılmaz
Gül fidanı görende
On iki yolcu bilende
Fidanın yanında
Söğüt dalında
On iki fidan, söğüt fidanı
Büyüyen midir?
Yürüyen midir?
Hep öyle midir?
Yolumuz Allah’ıma
Yolcumuz Allah’ımdan
MEVLÂNA dedi;
Bana düşmez
Müjdeyi sen ver
Yoldan geleni göster
Kulları müsterih olsunlar

MEVLÂNA’yım ben!

Günün müjdesini aldınız
Mutlu oldunuz
Yaratanım ne güzel vermiş
İlahi adaleti dünyaya bölüştürmüş
Denmesin haksızlık olur
Kimi kul baklava börek yer
Kimi kul kuru ekmek çiğner
İlahi adaletin tecellisi yanılmaz
Kulun hesabı ile ölçülmez
Nerden geldi?
Nereye vardı? diye sorulmaz
Gözde olan perde
Ömürde açılmaz
Ölüm demeyin, göçte görülür
Kul isyanları o zaman açılır
Ölümü Hakk’ından bilen kul
Göçte pişman olmaz
Korku Allah’ıma olan aşk
Aşkı olmayan korku bilmez
Aşkıma cevap gelmez diye korkar
Bilesin senin aşkın az gelir
Allah’ımın sevgisi yanında
Düşün ki neler verdi kuluna
Kul ne verir Allah’ına?
Karınca kararınca
Bir damlacık gönlünce
Durmak değil
Yürümek gerek
Yolunu sorana
Gülmek gerek
Aşkından şüphen mi var?
Allah’ımın, hiç ama hiçbir şeyine
Kulunun gönlünden başka ihtiyacı yoktur
Deme bir gönülcük mü?
Başka ne ki?
Neyin var senin olan?
 



Men dil kuldan uzak dursun
Allah’ım yolundaki kulunu göklere çıkarır
Söz bizden değil Allah’ımdan
Bize müjdesi kalır
Müjde vermek
Bizlere huzur verir
Kulun sevinci
Kulu sevindirsin ki
Allah’ım da sevinen kulu sevsin
Dünyada ayrı gayrı
Ahiret yolunca
Gönüller yönünce toplanır
Hizmet derler
Yönlere dağılırlar
Yolun başına Ulu kişi gelir
Her yönde olan kula
Yönünce yardımcı gönderilir
Gönderilen ruh da
Dünya kulunun mertebesincedir
Dumanı silin, ölçüyü bilin
Gelişim, araya başka yolcu koymayışım
Ölçümü buluşumdur
Yolum, mertebenin en yüksek katıdır
Gönül yolumda olup
Dünyadan göçen
Her mertebede Ruhlar vardır
Yoluma yardımcı olur
Dünya kulunun
Mertebesine göre gönderilir

Allah’ım adına andığın yoldan dedim
Size sözümü verdim
Yuvanı andığın an gezdim
Nurunu verene şükrettim
Şükrettim ki;
Hak yolunun yolcuları
Aşk yolunun hancıları
Adımı adıyla diyen postacıları
Adımı anarlar
Yolumu alırlar
Elele yürürler
Benim için değil
Kulu için sevindim
Şükür Allah’ım dedim

Allah’ım dilinde
Gönül yolunda
Aşkla Gülü’nde
Dünya güzel
Yaşamaya değer
Yuva da yumuşak
Yolun da yumuşak
Allah’ım sizden de razı olsun
Gayenize erdirsin
Amin diyen eller
Amin diyen diller
Gülüne yuvasında duacı olsun
Yolunu tez açsın
Yolunuzda taş olmasın
Kum göze dolmasın
Yeşil çimen mavi gök
Yoldan geldi Yüce Hak
Kumda yürümek gelmez zor
Yolu bilene sor
Olmaz diye yerinme
Oldu diye sevinme
Kaybolana söz etme
Sözüne haram katma

Müstesna gecedeyiz
Allah’ım için sohbetteyiz
Sohbetimiz bol olsun
Yediğimiz bal olsun
Giydiğimiz şal olsun
Bilir misiniz ne dedim?
Hac elbisesini söyledim
Amin dedik el açtık
Sözü Allah’ımdan dedik
Kula el verdik
Sorarsın deyim
Yolunu bildireyim
Uyanı göstereyim
Yoluna uyan
Senin sözünü alan
Verdiğin sözünde dur
Namını diyara duyur

MEVLÂNA’yım yoldayım
Bir münasip handayım
Sorarsın ne haldeyim?
Yolunu bildireyim
Sebep açık, bilirsin yolunu
Açana Allah’ım dersin
Allah'ım de ki;
Yolunu alman
Yoluna varman
Günde geniş yol verir
Seni çabuk vardırır
Yolda tez varılır
Ayakla değil, deveyle değil
Kartal misali
Bir orada bir burada
Yer gökte, gök yerde
Adı nerede? Adı ne olsun?
Kul Yuva’sını niyaz ile açtı
Yoluna da niyaz ile gider
Musa’nın asası denizi açtı
MEVLÂNA’nın hastası gönlünü açtı
Yolunu Ulu’dan sordu
Ulu, yoldan haber verdi.
Açıktır yolun
 

ALLAH’a ısmarladık

Lailahe illallah Muhammedür Resulullah