28 EYLÜL 1970


MEVLÂNA’yım ben!

Huzura el konduğunda
Bedene mal edildiğinde
Dünyanın güzelliği görülür
Damını açtığın yuvada
Yukarıya bakarsın
Örtmeye gayret edersin, neden?
Gelenden yuvayı korumak için
Suyunu alanın kuldan korkusu olmaz
Gelen, kuldan bilinmez
Hatayı kulda görmediğin zaman
Kötüden uzak kalmış olursun
Konumuz kul içindir
Kulun yolu içindir
Geçene kapak koymak
Her kulun vazifesi olmalı
Olmazsa dileğin
Deme kötü kaderim
Olmadığını hayır bilirsen
Huzuru bulmuş olursun
Allah’ım kulunu her zaman korur
Kulunun önüne bir düğüm verir
Çözeyim derken kendini unutur
Kul önünde düğümü gördümü
Kötü talih der
Bilmez ki ona hayırdır

Sulhun olduğu yerde
Dünya cennet görünür
Harp olan yerde
Cehennem yaşanır

Huyundan mı yumuşak denilir yolundan mı?
Huy yumuşak olmasa yol bulunmaz
Uluların yolu neden yumuşak olur?
Samanyolu’na bağlanır?
Ulular imtihanlarını da sualsiz verir de ondan
Hiçbir olaya ‘Neden?’demezler
Hikmetinden sual etmezler de ondan
Onlara sual kapısı açılmaz

Moru verdim severim dedim
Maviye kadar
Mor ile mavinin arasında
Bütün renkler var

Meydan kuluna her verilenin
Şükre vesile olması gereklidir bilinsin
HAYYAM der ki;
Şarabı dünyayı unutana
Kainata bakana kadar içeyim
Kendimden geçeyim
Dilediğiniz şarabı sunduğum
Vakıa değil midir?
Her verilenin
Allah’ımın emri ile
Verildiği bilinmez mi?
Allah’ımdan her şey
Kararı ile denilmez mi?
Kararı kadar veririz
Her zaman bir yudum arttırırız
 



Her yaratılana
Allah’ım gücü kadar yük verir
Kaldıramayacağı yükü vermez
Ne var ki,
Allah’ımın verdiği yükün altında ezileyim
Senin için öldüğümü bileyim
Senin için ölmeye
Dünya gününden susadım
Deryanın en derin yerine vardım
Gine de yetersiz buldum
Şükür ki sana vardım
Varmayı dileyenlere yardımcı geldim
Cümle uymayanları döndür
Aşkına sardır
Sardır ki, huzurumuz daha büyük olsun
Kıyamet gününde
Boynumuz bükülmesin
Demeyin;
Sen vardın ya, daha ne dilersin?
Daha önce dedim;
Aşkım kainatı sarar
Boynu bükük kalanlarla
Aşkım da kanatsız kalır
Aşkım O'nunla beraber
Yarattıklarına da.
Ben ki, kainatın içinde
Nokta dahi olmadan Bu sevgiye ermişim
Yaratanım hangi yarattığına kıysın?

Seherde duyduğum kuş sesini
Gün batışında duymadım
Aynı kuş aynı sesi vermedi
Günü Selam diye açar
Akşam ötüşüne
Soluk rengine bakar
Aydın güne hazır olun der
Ne gecenin karası çirkindir
Ne kulun kocası
Elbet çirkin değil
Görmesini bilene
Kulun tarihini okuyana
Çünkü her kul
Dünyada bir tarih kaydeder
Gelen kula örnek verir
Yol seçme hakkını tanır
Ne var ki her kul
Bünyesine göre alır

Suyu geçmeye köprü kurduk
Her dileyene el verdik
Gelin, geçelim
Geçmeye izin alınır
Meclisimizden nasip alan kulun
Şüphesi silinir
Huzurun olduğu yerde
Geçmiş silinir


ALLAH’a ısmarladık

Lailahe illallah Muhammedür Resulullah