| 
     
    
    
	 
	MEVLÂNA’yım ben! 
	 
	Huzura el konduğunda 
	Bedene mal edildiğinde 
	Dünyanın güzelliği görülür 
	Damını açtığın yuvada 
	Yukarıya bakarsın 
	Örtmeye gayret edersin, neden? 
	 
	Gelenden yuvayı korumak için 
	Suyunu alanın kuldan korkusu olmaz 
	Gelen, 
	kuldan bilinmez 
	Hatayı kulda görmediğin zaman 
	Kötüden uzak kalmış olursun 
	Konumuz kul içindir 
	Kulun yolu içindir 
	Geçene kapak koymak 
	Her kulun 
	vazifesi olmalı 
	Olmazsa dileğin 
	Deme kötü kaderim  
	Olmadığını hayır 
	bilirsen 
	Huzuru bulmuş olursun 
	Allah’ım kulunu 
	her zaman korur  
	Kulunun 
	önüne bir düğüm verir 
	Çözeyim derken kendini unutur 
	Kul önünde düğümü 
	gördümü 
	Kötü talih der 
	Bilmez ki ona hayırdır 
	 
	Sulhun olduğu yerde 
	Dünya cennet görünür 
	Harp olan yerde 
	Cehennem yaşanır 
	 
	Huyundan mı yumuşak denilir
	yolundan mı?  
	Huy yumuşak olmasa yol 
	bulunmaz 
	Uluların yolu neden yumuşak olur? 
	Samanyolu’na bağlanır?  
	Ulular 
	imtihanlarını da sualsiz verir de ondan 
	Hiçbir olaya ‘Neden?’demezler 
	Hikmetinden sual etmezler de ondan  
	Onlara sual kapısı açılmaz 
	 
	Moru verdim severim dedim  
	Maviye kadar 
	Mor ile mavinin arasında 
	 
	Bütün renkler var 
	 
	Meydan kuluna her verilenin 
	Şükre vesile olması gereklidir bilinsin 
	HAYYAM der ki; 
	Şarabı dünyayı unutana 
	Kainata bakana kadar içeyim 
	Kendimden geçeyim 
	Dilediğiniz şarabı sunduğum  
	Vakıa değil midir?  
	Her 
	verilenin  
	Allah’ımın emri ile  
	Verildiği bilinmez mi? 
	Allah’ımdan her şey 
	Kararı ile denilmez mi?  
	Kararı kadar veririz 
	Her zaman bir yudum 
	arttırırız 
  
     | 
    
     
     
	 
	Her yaratılana 
	Allah’ım gücü kadar yük verir 
	Kaldıramayacağı 
	yükü vermez 
	Ne var ki,  
	Allah’ımın verdiği yükün altında ezileyim 
	Senin 
	için öldüğümü bileyim 
	Senin için ölmeye  
	Dünya gününden susadım 
	Deryanın 
	en derin yerine vardım 
	Gine de yetersiz buldum 
	Şükür ki sana vardım 
	Varmayı dileyenlere yardımcı geldim 
	Cümle uymayanları döndür 
	Aşkına 
	sardır 
	Sardır ki, huzurumuz daha büyük olsun 
	Kıyamet gününde  
	Boynumuz 
	bükülmesin 
	Demeyin; 
	Sen vardın ya, daha ne dilersin? 
	Daha önce dedim; 
	 
	Aşkım kainatı sarar 
	Boynu bükük kalanlarla  
	Aşkım da kanatsız kalır 
	Aşkım O'nunla beraber 
	Yarattıklarına da.  
	Ben ki, kainatın içinde  
	Nokta 
	dahi olmadan Bu sevgiye ermişim 
	Yaratanım hangi yarattığına kıysın?  
	 
	Seherde duyduğum kuş sesini 
	Gün batışında duymadım 
	Aynı kuş aynı 
	sesi vermedi 
	Günü Selam diye açar 
	Akşam ötüşüne 
	Soluk rengine bakar 
	Aydın güne hazır olun der 
	Ne gecenin karası çirkindir 
	Ne kulun kocası 
	Elbet çirkin değil 
	Görmesini bilene 
	Kulun tarihini okuyana 
	Çünkü her kul 
	Dünyada bir tarih kaydeder 
	Gelen kula örnek verir 
	Yol seçme hakkını tanır 
	Ne var ki her kul 
	Bünyesine göre alır 
	 
	Suyu geçmeye köprü kurduk 
	Her dileyene el verdik 
	Gelin, geçelim 
	Geçmeye izin alınır 
	Meclisimizden nasip alan kulun  
	Şüphesi silinir 
	Huzurun olduğu yerde 
	Geçmiş silinir 
	 
	 
	ALLAH’a ısmarladık 
	 
	Lailahe illallah Muhammedür Resulullah  
     
	   |